top of page

Psikoterapide İlişki Neden İyileştirici?



ree

İlişkilerin içine doğarız, ilişkiler sayesinde hayatta kalırız; çünkü ebeveynin bebeğine bakım vermesi de bir ilişkidir. İlişkiler sayesinde gelişerek ‘biz’ oluruz. Ve fakat her ilişkinin içinde sorunlu kısımlar olur; bazen anlaşılamama, bazen fark edilememe, bazen öfke dolu çatışmalar, kavgalar, kırgınlıklar, küsmeler..

İlişkilerin içerisinde bu tarz kopuklukların olması normaldir ve aynı zamanda bu kopuklukların onarılma imkanı vardır.

İlk ilişkiyi annemizle henüz doğmadan önce kurarız, sonrasında ise normal şartlarda babanın da eklenmesiyle sosyal ağımız genişlemeye başlar ve diğerlerinin de katılımıyla sosyal çevremiz oluşur.

Herkesten bir şey öğreniriz. Örneğin iletişim kopukluğu olan bir ailede büyüyor olabiliriz, fakat okul arkadaşımızın evine gittiğimizde, kendi ailemizdeki sosyal izolasyonun tek gerçek, tek normal ilişkilenme tarzı olmadığını anlarız. Yani sosyal çevremiz bize dünyanın çeşitliliği hakkında bilgi verir.

Ailede çok örselenmiş olabiliriz. Ebeveynlerimiz, kardeşlerimiz veya yakın akrabalarımız tarafından değer görmemiş, hatta şiddete uğramış olabiliriz. Bu durumların sağlıklı ve olması gereken, hak ettiğimiz durumlar olmadığını ancak başka aile sistemlerini görme şansını elde ettiğimizde anlayabiliriz. Ne de olsa ilk gözümüzü açtığımız yer olan ailemizden ibaret zannetme eğilimindeyizdir dünyayı.

Tabii aile içinde yaşadığımız travmatik ilişkilerin etkisinin sadece bir başka aileyi gözlemleyerek üstesinden gelemeyiz. Hatta çoğu zaman çocukluk çağı ruhsal travmaları, çocukların kendine yönelik algısını çarpıtır; kendini değersiz, beceriksiz, işe yaramaz vb hissetmesine neden olabilirler.

Bu duygularla büyüyen çocuk, ileride kendisi için iyi olabilecek şeyleri tercih edemeyebilecek bir ruhsal duruma sahip olabilir. Yetişkinliğinde hala daha çocukluk travmalarının etkisi altındaki duygularla boğuşmaya devam ediyor ve her bakımdan potansiyelinin altında bir hayat yaşıyor olabilir.

Yeterli içgörüye ve imkana sahipse bu kişi, psikoterapiye başvurabilir. Terapistiyle beraber kendi ruhsallığı üzerinde çalışmaya başladığında zaman zaman terapistinin yaklaşımına şaşırır. Çünkü terapi odasında kurulan ilişki hayatında daha önceden pek deneyimleme şansına sahip olmadığı tarzda bir ilişkidir. O alan onun kendi alanıdır. Orada tamamen onunla ilgilenilecektir. Görülecektir. Duyulacaktır. Yani ciddiye alınacaktır.

Ama daha önemlisi, terapi odasında deneyimlediği duygulardan veya aktardığı anılarından sonra ailesinden aldığı tepkilerden farklı bir yaklaşımla karşılaşacaktır. Belki çocukken yaşadığı üzücü bir olayı birebir aktaracak, bu defa duygularını sonuna kadar yaşamasına izin verilecek, onunla orada beraber durulacak, anlatmaya ihtiyacı varsa can kulağıyla dinlenilecek, susmaya ihtiyacı varsa anlayışla susulacak.

Bu ve bunun gibi tekrarlayan birçok deneyiminde kişi, hayatındaki özel bir insanla (terapistiyle) kurduğu ilişkinin hayatındaki daha eski dönemlerdeki özel insanlarla kurduğu gibi bir ilişki olmadığını görerek çocukluğundaki ilişki kalıplarının dışına çıkılabileceğini deneyimlemiş olacak.

Bazen terapistine de öfkelenecek, fakat empatik bir tepki alacak; geçmişte babasına öfkelendiği zaman aldığı tepkiden çok farklı bir tepki alacak. Bu öfke üzerine konuşabilecek terapistiyle, öfkesi yıkıcı bir öfke olmak zorunda kalmayacak bu defa. İlişkideki kopukluğu onarabildiğini görecek.

Bu güven ilişkisiyle, geçmişteki veya güncel tüm ilişkilerindeki sorunları taşıyabilir hale gelecek terapi ilişkisine ve dönüştürebilecek. En önemlisi onarımı öğrenecek bu insan insana ilişki sayesinde.
 
 
 

Yorumlar


İletişim

Sorularınız için bana ulaşın.

Klinik Psikolog Gizem Türker

gizemturker@gmail.com

+905555620715

© 2035 by Modern Mindful Therapy. Powered and secured by Wix

bottom of page